31 Mart 2015 Salı

Yarım Limonun Yapabilecekleri

                 

 Limonun küçük bi mucize iksiri olduğunu illa ki duymuşsunuzdur. Şimdi bi de yarım limonla neler yapılabilir, ben neler yapıyorum onları anlatıyım. 
 Öncelikle limonu güzelce yıkayıp elimle biraz yumuşatıyorum. Hatta eğer vaktim varsa öncesinde yarım saat kadar suda bekletiyorum ki limon daha sulu olsun. Sonra limondan ince bir iki dilim kesip suyun içine atıyorum. Ilık, sıcak, soğuk fark etmez tamamen iklime bağlı. İçine bir iki yaprak taze nane ya da bir iki dilim salatalık hatta çilek, kivi gibi meyvelerden de biraz dilimleyebilirsiniz.
 Limonlu su içindeki lifler nedeniyle acıkmayı geciktiriyor, asiti nedeniyle mide şişliklerine iyi geliyor. Günlük kafein ihtiyacını azaltıyor ve en önemlisi sabah uyanınca içerseniz sizinle beraber vücudunuzu da uyandırıp canlılık sağlıyor. Boğaz ağrılarına, ağız iltihaplarına da iyi geliyor. 
 Yine limondan bir dilim daha kesiyor ve dişlerimizin üzerinde fırçalar gibi gezdiriyoruz. Bu da hem temizlemeye hem beyazlatmaya yarıyor hem de diş eti rahatsızlıklarına iyi geliyor. 
 Ve limonun kalan son parçasıyla da cildimizi temizliyoruz. Ama bunu gece yatmadan yapacağız çünkü ışık buna iyi gelmiyor. Özellikle karma, yağlı ciltlerde işe yarıyor. Yağlanmayı azaltıp tonik görevi görürken cildi aydınlatıyor ve sivilcelerin iyileşip cilt lekelerin hafiflemesini sağlıyor. Ayrıca kırışıklıkları da azalttığını duydum denemeye değer. 
 Tabi ki kullandığımız limon artıklarını atmıyoruz. Çünkü onlarla da tırnak bakımı yapacağız. Eğer benimkiler gibi kolay kırılan tırnaklarınız varsa limon kırılmaya kesinlikle iyi geliyor ve tırnak sararması sorununuz varsa tırnakları da çok güzel beyazlatıyor. 
 Bunca şeyi yarım limonla yaptık ve çok ucuza gelmedi mi? Eveet eeeeen sevdiğiiiiiim. Kesinlikle kimyasallardan daha etkili ve tabi ki yüzde yüz doğal. Güzellik için çok para dökmeye gerek yok kızlar, beni takip etmeye devam edin çok para harcamadan daha neler yapabileceğimizi anlatmaya devam edeceğim. 

XOXO Sena

29 Mart 2015 Pazar

Metabolizmalarda Çay Etkisi


 Merhabaaa, yaklaşık 1 buçuk yıldır kullandığım kiraz saplı form çayımdan bahsetmeye karar verdim bu gece. 
 Gördüğünüz gibi içinde birrrrrr sürü bitki içeren bi çay. Metabolizmayı kesinlikle hızlandırıyor ve mide şişliğine de iyi geliyor. Tadı öyle ahım şahım bi tat değil özellikle de başta insan pek sevemiyor. Yani bana öyle olmuştu. Ama sonradan alışınca tatlı güzel bi tadı var. Kokusu bildiğiniz bitki çayı kokusunun biraz daha fazla kiraz saplı kokanı. O da tuhaf ama çok güzel. 
 Benden tavsiye yaza girerken özellikle bu çaylardan yararlanın derim. Hem vücudunuza sıvı gitsin hem de metabolizmanız hızlansın. 
 Ayrıca maden suyunu mideyi eritsin, şişliği alsın, metabolizma hızlansın diye kullananlardansanız bu çayı öneririm çünkü maden suyundan daha başarılı bu konuda. Ama tabi ki maden suyunun da yeri ayrı. Onu da ihmal etmeyin. 
 Uzun süredir kullandığım ve kullanmaya da devam edeceğim bu güzel çayı denemenizi tavsiye ederim. 

XOXO Sena

28 Mart 2015 Cumartesi

01.45



Ve şimdi başa sarıyorum tüm hislerimi. 
Kırılıp da söylenmemişlerimden başlıyorum. 
O ilk hissettiğim yere uzanıyorum önce. 
Sonra uzatıp bacaklarımı duvarlarla dertleşiyorum, hiç konuşmadan. 
Ilık bi duş sonrası bornozla girilmiş o sıcacık yatak...
Huzursuzca bi huzur ve hafif dinginlik...
Şimdi gerçekten başa sarıyorum.
Güvensizliklerimi bi köşeye atıp en fazla ne olur diyorum. 
Kriterlerimi çöpe atıyorum, spontaneliğe merhaba diyerek. 
Bir bir asimile olmuş özgün ruhların acısı geliyor aklıma. 
Ortama uyup sesini kısmış derken ortamsız bi hiç ruhları düşünüyorum. 
Komik. 
Sokakta kahkahalarla gülmek sıradan, ağlamak istisna. 
Ya da yanında biriyle konuşmak normalken kendi kendine konuşmak istisna. 
Bunlar çok komik işte. 
Şimdi kendime bakıyorum. 
Onlar normal, ben istisna. 
İşte hislerimin başladığı yer. 
İşte kırılmaya başladığım,
Keskinleştiğim yer. 
Onlar sıradan, ben istisna. 
Dokunmak sıradan, aşk istisna. 


             


Sessizliğin mi ses, sesin mi sessizlik yoksa susuşların mı bana hep yüksek volümlü bilmiyorsam da sesinde sessizliğim var, dudaklarında ruhum.
Ve bi kaç yudumluk ömrüm sesine ve sessizliğine mahkum.
Şimdi, şimdisi olmayan bi yerin öncesinde,
Belki sensizliğin son demindeyim. 
Dizlerimde hafiften ağrı ve sırtımda rüzgar. 
Gelişin o ilk hissettiğim yer olacak.

XOXO Sena



21 Mart 2015 Cumartesi

De Do La La 3



Süslü sözcükleri dahil edip müziklerine sözlerin, büyüsünü kaçırmak istemiyorum hislerin. İzninizle kıyıda köşede kalmışlarımdan bi' kaçıyla tanıştırıyorum sizi.

1- Five Finger Death Punch - Wrong Side Of Heaven

Sinirliyseniz dinleyip biraz daha sinirleneceğiniz güzel bi şarkı ki ben dinlemenizi tavsiye ederim.

2- Fall Out Boy - My Songs Know What You Did In The Dark (Light Em Up)

Kendinizi layd em ap ap layd em ap ap derken bulacağınız güzellikte insanın diline dolanan bi parça.

3- Sarah Jaffe - Pretender

Biraz kafa dinlemenize yarayacak ve akşam kahvenizi içerken gözlerinizin dalıp gitmesine sebep olacak.

4- Angus & Julia Stone - For you

Tam tabiriyle huzur. Yapılanları, acıları, ihanetleri, kızgınlıkları unutturacak kadar çok huzur.

5- Lenny Kravitz - The Chamber

The true man wants two things: Danger and play. For the reason he wants woman, as the most dangerous plaything.
- Nietzsche

Ve bu şarkının daha fazla açıklamaya ihtiyacı yok.

Umarım bundan sonra liste hazırlamayı geciktirmem ve umarım ki siz de listelerimi beğenirsiniz. Musmutlu haftasonlarıııı!


XOXO Sena

19 Mart 2015 Perşembe

Doğal Kirpik Bakımım


 Merhabaaa. Hepimiz isteriz değil mi daha uzun, daha canlı, daha güçlü kirpiklere sahip olmayı? O zaman size bizzat deneyip sonuçlarına emin olduğum bi yöntemden bahsediyim.

Malzemeler:

Tatlı Badem Yağı ve Hint Yağı


Boş maskara kutusu ya da kulak temizleme pamuğu



 20 damla kadar badem yağı ve yine aynı oranda hint yağını boş maskara şişesine koydum. Kullanmadan önce şişeyi çalkalıyorum ki yağlar iyice karışsın. Her gece yatmadan temiz kirpiklerime karışımı sürüyorum. Hem kirpik dökülmesini önlüyor, var olan kirpikleri güçlendiriyor ve koyulaştırıyor, ayrıca içindeki hint yağı sayesinde de kirpikleri uzatıyor. Badem yağıysa hem dökülmeleri önlüyor hem de kirpikleri nemlendiriyor. Yağlar baya ucuz 4-5 liraya aktarlardan alabilirsiniz. 
 Ayrıca badem yağını zeytin yağıyla ya da tek başına kullanarak göz makyajınızı da temizleyebilirsiniz. 
 Hepimize mutlu günleeeer :')

XOXO Sena

13 Mart 2015 Cuma

Muhtelif Zamanlar Gündelik Ruhlar



Başrolde çoğu zaman bir kadın,
Peşinde bir erkek adım adım,
Dünyanın kanunu besbelli,
Söyler hep aynı şeyi, aynı şeyi.

Var mısınız eskiler eşliğinde biraz sohbet etmeye sayın okuyucu?
Cumartesileri haftanın en sevdiğim günleridir. Cumaları da haftayı cumartesiye bağlıyor diye çok severim. Bugün ekstra güzeldi benim için. Havanın kararsızlığı, yağmurun inatçılığına rağmen mutluydum çünkü sevdiğim bi sosyal ağın üniversite koordinatörlerinden bi telefon aldım ve bana bizim üniversitenin koordinasyon başkanlığına gelmemi teklif ettiler. Üniversitenin genel tavrına bi bakıp haftaiçinde onlarla tekrar görüşeceğim ve umutluyum açıkçası. Konuyla ilgili fikirlerim kesinleştikten sonra bunu sizinle tekrar konuşuruz.

 Sabah açlık kan şekerim düştüğü için fenalaştım ve günüm aslında güzel başlamadı ama sonra Allah'tan toparladım, şimdi gayet iyiyim gibi.Öğle sonu spora gittim sonra da alışverişe.


Zalim bilmiyor, sabah olmuyor,
Derdim bitmiyor ah.
Taştan mı sandın beni?
Ey Tanrım garibim aldandım.

 Yarın akşama -yorgun olmazsam- sizinle çok güzel yeni bi müzik listesini tanıştırmayı düşünüyorum.

 Ya bugünün asıl olayı ben spordan çıkınca markete uğradım orda koptu hgdmjfsgfhsjhgdjksg
Neyse çıktım spordan girdim markete çikolata falan alıcam ordan eve geçicem. Reyona geldim paaaaağt! Reyon görevlisi birkaç sene önce baya baya kavga ettiğim bi kız ve o kadarla kalsa yine iyi. Yanında da orta boylu sırtı dönük biri var. Kız beni görünce sustu kaldı, yanındaki de arkasını döndü bana baktı. Bingoooo! Adam benim ilkokuldan en yakın arkadaşım. Ben bu kızla kavga ederken yanımda olan, evinden kovulup günlerce bizde kalan, babası babamla beraber çalışan canım arkadaşım. Ulan kesin sevgiliydiler ya bana bakakaldı çünkü ağzını açıp bi kelime olsun edemedi. Ben de ezikler bakışımı atıp "hıh paçççoz" tavrıyla çektim gittim ordan. Garipti işte. Sırtımdan vurulmuş gibi, kandırılmış aldatılmış gibi... Neyse bu da böyle bi anımdı.

XOXO Sena






12 Mart 2015 Perşembe

Bilmem Kaçı Bir Aradalar


 Merhabaa melisa çayım eşliğinde size bu aralar sıkça adını duyduğumuz bazı ürünlerden bahsetmeye karar verdim.


 Marilyn'in de size selamı var ;)

Gelelim asıl konumuza. Bahsedeceğim ürünler daha çok yağlı ve karma ciltlerde işe yarayacak türden maske ve temizleyiciler. 

    
• İlki hepinizin yakından tanıdığı Garnier Saf & Temiz 3'ü 1 Arada. 

 Hepimizin, hakkında aşağı yukarı bilgi sahibi olduğu bu ürünle benim tanışmam yaklaşık 6 ay öncesine dayanıyor. Canım Şeyda ablamın bana bunu hediye etmesiyle deneyip kullanmaya başladım. Benim cildim karma o yüzden ben bunu kullandıktan sonra cildim çok kuruduğu için hemen nemlendiricilerime sarılıyorum. Ben daha çok maske olarak kullanıp yıkarken de ıslatıp peeling yaparak çıkartıyorum. 
 Eğer cildinizde sivilce varsa sivilceler ölmeden kullanmamanızı öneririm çünkü peeling etkisi sebebiyle sivilceyi dağıtır. Ama sivilceler gittikten sonra kalan o pürüzleri kesinlikle yok ediyor diyebilirim. 
 Burun üzerinde siyah noktası olanlara da önerim: Yüzünüze buhar banyosu yaptıktan sonra maske olarak burnun üzerine sürüp 3 dakika sonra dairesel hareketlerle masaj yaparak hafif hafif ovalayarak yıkayın. 3-4 gün bunu yapın siyah nokta kalırsa gelin burda bana küfredin :| 

• İkincisi sivilce, akne problemi olanlara gönül rahatlığıyla önerebileceğim yine çoğunuzun bildiği bi ürün: Neutrogena Visibly Clear 2'si 1 Arada Maske ve Temizleme Jeli


 Adının jel olduğuna bakmayın baya kil bazlı kireç gbi bi ürün. Cildinizde yağlanma, siyah nokta, sivilce -özellikle de sivilce- probleminiz varsa bu ürünü bi deneyin derim. 
 Temizleme amaçlı kullandığınızda bu iki ürün arasında pek bi fark yok. İkisi de yağlı cilde iyi gelip matlaştıracak, parlamayı önleyecek karma ciltlerde ise kullandıktan sonra nemlendiriciye ihtiyaç duyacaktır. 
 Sorun sivilceyse 1 hafta boyunca mümkünse buhar banyosundan sonra kullandığınızda sivilceleri yok edecek bi ürün. Ki buhar banyosu şart değil direkt temizleme ya da maske amaçlı kullandığınızda da faydasını görürsünüz, buhar banyosu bildiğiniz gibi gözenekleri açıp sivilceleri öldürmeye yardım eder. 

 Her ikisi de dermatolojik testlerden geçmiş güvenilir ürünler. İnşallah yardımcı olabilmişimdir. 

XOXO Sena








11 Mart 2015 Çarşamba

Avon Exfoliating Body Scrub



Avon'un yeni bebekleriyle tanışmaya hazır mısınız?
Gelecek ay kataloglarda yerini alacak olan bu scrublar benim şimdiden favorim oldu bile. Kokuları o kadar güzel ki... Görselleriyle kokularıyla dokularıyla onları biraz inceleyelim.


 Öncelikle mavi olanla başlayalım. Avon Senses Refreshing Lagoon. 
 İsmi gibi gerçekten rahatlatıcı özelliğe sahip olan bu scrubta diğerlerinde de olduğu gibi e vitamini takviyesi var. Kokusu kavunlu sakıza çok benziyo. Yapıları diğer scrublara göre daha yumuşak, daha kremsi.


Avon Senses Awakening Citrus Zing.
Kokusu biraz ekşimsi hafiften limonumsu olan canlandırıcı etkili scrub. Kokularından dolayı sanırım etkileri. Siz de eğer canınız sıkıldığında, depresyondan çıkmak için, günün yorgunluğunu atmak için ya da güne zinde başlamak için uzun uzun duş alanlardansanız bunlar kesinlikle size göre. Özellikle yaz aylarında daha pürüzsüz bi cilde ihtiyaç duyarız bu durumda da imdadımıza scrublar, lifler yetişiyor. 


Ve benim için en güzeli... Romantic Garden of Eden.
Bunun bende nemlendiricili vücut spreyi de var. Onu durup dururken sıkıp sıkıp manyak gibi sürekli kendimi kokluyorum, öyle güzel. Ama bu sanki ondan daha güzel. Ya öyle güzel bi çiçek kokusu ki tatlı, ferah, su gibi. Tam olarak tarif edemiyorum ama çok güzel işte.

 Peki bunlar nasıl kullanılacak?
Nemli cilde masaj yaparak uygulanıyor. Daha sonra durulamanız gerekiyor. Tabi ki göze temas etmemesi gerekiyor. Ben turkuaz olanı yorgun olduğum zamanlarda rahatlamak için, yeşil olanı durgun bi dönemin ardından kendime gelmek için, pembiş olanı ise geri kalan zamanlarda kullanıyorum. 

Gelecek ayki katalogda 4 liradan satışa sunulacak olan bu bebekleri almanızı tavsiye ederim. Fiyatına rağmen etkisi çok iyi çünkü. 

XOXO Sena




10 Mart 2015 Salı

Yaşamadan Ölmeye İtirazım Var


 Hayatın içinde fakat yaşamaya uzağız. Bi düzene oturtmuşlar bizi, hiç durmayan bi koşu bandına... Hepimiz aynı istikamette hiç ilerlemeden koşuyoruz. Pardon yerimizde sayıyoruz.
 Hem de öyle bi düzen ki doğrusu yanlış yanlışı doğru, kendine uymayan deli. Delirmek lazım yaşamak için.

Yaşamaya ilk adım delirmekle başlar çünkü.

 Kaçınız saçlarını sırf pembeye boyatmak istiyor diye boyadı? Kaçınız sokağın ortasında sevdiceğe "seviyorum ulaaaan" diye bağırabildi? Kaçınız özlemden kıvranırken atladı ona giden ilk otobüse?
Yaşadım demeyin kuru kuruya. Çünkü yaşamak okula gidip gelmek, kafelerde arkadaşlarla dedikodu yapmak, daha çok kazanmak için durmadan çalışmak değil.
 Yaşamak istiyorum diye bağırın kendinize. Deli desinler, kötü desinler, bencil desinler desinler de desinler. Siz yaşayın onlar konuşsun. Çünkü insan yaşamayınca dedikodusunu yapar, kendi yapamadığını elaleme kötüler. Yapabilse çünkü kendisiyle meşgul olacak ama diyorum ya yapan yaşarken yapamayan sadece konuşur. Gülün.

Var mısınız onlar konuşurken siz yaşamaya?


 Aslında yukarda anlattıklarımdan hiçbirini uygulayıp uygulamamanız umrumda değil. Ben bunları yazdım çünkü yalnız yaşamak istemiyorum. Sevgili arama yazısı da değil bu. Sadece anlatmak. Nasıl biriyle mutlu olurumu, nasıl biriyimi...

"Aşkım evlenince mutfağa köşe takımı da alırız di mi?" değilim ben. Ben "Traktör römorkunda gece seyahat de yapar mıyız?"ım. 

Pahalı restoranlarda grand tuvalet giyinip yanınızda taşıyabileceğiniz kız değilim, ben gecenin bi saati "İn aşağı size geldim." diyen sevdiceğin yanına buzluktan dondurma, çekmeceden iki kaşık alıp pijamalarla inecek kızım.

Diskolarda geceyi gün edip sahneleri kasıp kavuracak sevgili değilim, sokaktan geçerken hiç tanımadığınız insanların düğününde gelin damatla karşılıklı göbek atabileceğiniz kızım.

Kuğulu'da sevgilisinin eli omzunda fotoğrafı olacak kız değilim, Ankara'nın bilinmedik bi sokağında sevdiceğin omzuna atlarken çığlık çığlığa fotoğrafı olacak kızım.

Sevgiliye PES'te koyacak kafa yok bende, ben basket sahasında top karnına gelince yere yatıp ölü taklidi yaparken kahkahalara boğulacak yapıdayım.

Ele ele Bahçeli caddelerini arşınlamak yok aklımda, Mavigöl dolaylarında sevdiceğin omuzlarına oturup o yürürken ben yüzünü sevmek istiyorum.

Operada çekirdek çitleyip kahkaha atınca kovulmak istiyorum salondan.

Derbi günü Fenerbahçelilerin arasında Galatasaray gol atınca sevinip sevdiceğin yüzünün kızarıp "o bilmiyo bilmiyo" deyişini belleğime kaydetmek istiyorum.

Arabada Hande Yener dinleyip kavga eden çiftlere karşı bisiklette sevdiceğin arkasına oturup karnına sarılırken "aym e barbi görl in dı barbi vörld" diye diye bacaklarımı sallamak istiyorum.

Gecenin bi saati özledim diyip arayan sevdiceğin bana uykuyu haram etmesini istiyorum. 

Aslan belgeseli izlerken ağlamaya başlayınca kalbine yaslanıp çok seviyorum deyip daha da ağlamak istiyorum. Ben ağlarken gülüşünü izlemek istiyorum.

Şiirlerle değil, sevdicekle kahramanları olduğumuz masalları dinleyerek uyumak istiyorum.

Havuza gidip kokteylimizi yudumlarken gülüşülecek sevgili olmaz benden, ara sokakta halı yıkayan teyzeye yardım edelim istiyorum.

Kızılay'ın göbeğinde ellerimde buketlerle gezemem ben, sevgililer gününde çiçekçilik işine girelim dersen o ayrı.




Yani ben buyum anlatabiliyor muyum? 3. sınıfta aileleri tanıştıralım 4'te yüzük takarız değilim. Taso getirirsen oynarım ama.

XOXO Sena

8 Mart 2015 Pazar

Bahara Doğru


 Ankara'nın çok güzel, güneşli günlerinden biriydi yine. Yakın bi arkadaşımla Kızılay'da dolaşıp Meclis Parkı'nda uzuuuun uzun güneşlendik. Pazartesiyi getiriyor diye pazarları sevmem ama bu pazar sevilesi bi pazardı.  Geçen haftanın yorgunluğunu ılık ılık attık. Ayrıca bugün Dünya Kadınlar Günü'ydü. Tüm kadınların kadınlar gününü kutlarım diycem de biraz samimiyetsiz olur gibi. Ama her yerde indirim vardı. Ben de onları değerlendirdim tabi. Çok sürükleyici kitaplar aldım. Bi ara onlardan da bahsederim. 

                           

 Geçen haftayı yakın bi arkadaşımın kız arkadaşıyla tanışarak, alışveriş yaparak, tenis kulübüyle konuşarak, 2 kitap bitirerek, Hangover serisinin ilkini izleyerek, mantı yaparak ve kalbimin peşinden koşarak paldır küldür geçirdim.
 Bu hafta daha çok dolu dolu geçecek gibi geliyor. Of bi de alerjim tuttu yine. Yüzümde sivilce gibi iltihapsız şişlikler oluştu. İnnnnşallah bu hafta onlar da iz bırakmadan geçer de kurtulurum. 
 Yeni haftanın hepimize mutluluk getirmesi umuduyla

XOXO Sena




5 Mart 2015 Perşembe

Work Hard Play Hard

 Merhabaaa, yaza daha sıkı bi vücutla girmeye ne dersiniz? O zaman spor yapmak şart. "Ben üşeniyorum, vaktim yok, spor salonuyla mı uğraşalım bi de, o hareketler bana fazla" diyenler için kendi yöntemlerimi anlatıcam. Ben diyetisyen ya da fitness eğitmeni değilim ama anlattıklarım genel mahiyette şeyler olup kendi üzerimde senelerdir denediğim şeyler olduğu için ufak çapta işinize yarayacağına eminim. Ve evet söz verdiğimden geç hazırladım çünkü spor hocamdan yardım aldım.
 Düşündüm ki problemli bölgelerin başında kalça, basen ve bacaklar geliyor. Bu durumda başlıca hareketimiz: Squat.


 Gözünüz korkmasın siz bunu tabi ki ağırlıklarla yapmayacaksınız. Ellerinizi dümdüz ileriye doğru gererek uzatın ya da ensenizde bağlayın ve öyle yapın. Gelelim kaç tane yapacağımıza... 
Günde 50 taneyle ya da zor gelirse 30 taneyle başlayıp ilk 15 gün 5'er tane arttırarak son 15 gün ise 10'ar tane arttırarak 30 günde gözle görülür sonuçlar elde edersiniz. Zaten muhtemelen 3. gün bacaklarınızın içindeki ağrıdan da sıkılaşmaya hazırlanıyor olduğunuzu anlarsınız. Haftada 5 ya da 6 gün yeterli olur.
 Ama en önemlisi belinize dikkat edin. Hızlı hızlı sertçe yapıyım deyip kendinizi sakat bırakmayın.
 2. önemli nokta da nefes. Doğru nefes almaya yani diyaframdan solumaya çalışın. Ellerinizi böbreklerinizin hemen üstüne koyun ve derin derin sakince nefes alın. Göğsünüz değil ellerinizin altı hareket ediyorsa doğru nefes alıyorsunuz demektir.

XOXO Sena

Cam Gibi Gençlerdik, Kırdılar Keskinleştik.

Bi nebze buruğum hep.

Bi yanım biraz eksik. 

Bi yanım kırılmış. 

Bi yanım keskinleşmiş.
Ruhuma dokunanı da önce kanatır sonra onun bi parçası olur kalırım. Buyum ben, böyleyim. 
Üzerim insanları bazen. 
İstemeden, fark etmeden, bilemeden... 
Kırdıkça da kırılırım. 
Ki her zaman kırdığımdan çok...
Kinim yoktur mesela. Yıllar sonra anlar insanlar bunu. 
En çok kızdığım, en çok kırdığım insan gelse karşıma... Sarılsa. Orda erir biterim. 
Böyle gördük, böyle öğrendik biz. Çevremizden, abilerimizden, annelerimizden...
Ama düşmanca bakmayın bana. Benim bugüne kadar düşmanlık yaptığım tek bi insan var mıymış bi sorun. Yok. Olamam. 
Bazı hisler kötüdür, insanlar değil. Nefret, kin, düşmanlık, entrika... İnsanın içinde yoktur bunlar. Ruhunda yoktur. Sonradan edinirler bunları. Ben edinmedim. 
Sevgi doldurdum içime, aşk doldurdum, kardeşlik doldurdum. Sonra kimine göre saf oldum, kimine göre sinsi, kötü. Dediler ki söylemiyor ama kesin içten içe... Yok diyorum be yok işte. Vallahi aklım ermiyor. Aklım yetmiyor onlara. 
Diyorum ki anlatmıycam söylemiycem kimseye, içimde yaşar giderim. Da ya na mı yo rum. İnanın, inanmayın, kızın, sevin... Buyum ben. 
Düşman edinmeyin beni kendinize. Boşa yaparsınız bunu. Değmez. Kendinizi kirletmekten, bi süre beni üzmekten başka işe yaramaz. Bağırın, çağırın, ağlayın, neden diyin, ağlatın. Ama içinizde yaşamayın bana olan hislerinizi. 
Seviyorum deyin, kızmam ben, dalga geçmem. Kırdın, üzdün kötüsün deyin itin kakın. İçinizden yapmayın ama. Gelin yüzüme deyin. Hiçbi şey gizli kalmıyor illa ki duyuyorum. İşte siz yüzüme söyleyin, sırtıma değil.
XOXO Sena

4 Mart 2015 Çarşamba

Delirmiş Bi Kızın Güncesi




 Geçen hafta yazacağımı söyleyip bitiremediğim yazılar taslaklarda dururken bi şeyler anlatayım dedim.
 Fazlasıyla yoğun bi kaç gün geçiriyorum yine. Kafam karman çorman ve ben sadece okuyorum. Evet sadece okuyorum. Didem Madak okuyup bi dizede öylece kitleniyorum, oraya hapsolup orda yaşamaya başlıyorum. Özgür Bacaksız'dan bi kitap var şimdi elimde. Okumaya başlamamla kitabın sonunu görmem bir oldu. Beni anlatıyordu. Resmen kendimi okuyorum. Gözümün önüne flashbackler düşüyo okurken istemsizce dalıp gidiyorum. 
 İliğimle, kanımla, kemiğimle okuyorum. Kendimi biraz suskunluğuma terk etmiş gibiyim. Biraz kırık, biraz kızgın ama fazlasıyla keskinim. 
 "Senin güzelliğin zehirli" dedi dün biri. "Güzelsin ama kalbini açtığın yeri yakıyorsun, sabreden buluyor panzehir de sende. Sabretmeyen gidiyor, sen de kendini zehirliyorsun." dedi. Duyduğum en farklı en doğru tahlildi benimle ilgili. Şaşırdım fakat bi türlü bunları söyleyen kim, öğrenemedim. Arıyor, konuşuyor, etrafına iyi bak deyip gidiyor. Tahminim: Yok. 
 Scorp diye yeni bi uygulama çıktı dün vine vari, Türk yapımı bi uygulama. Biraz da orda vakit geçirdim gayet eğlenceli. Beni moodofmerlin adresinde bulabilirsiniz orda da. 
 Şimdilik benden bu kadar, görüşmek üzere. 

XOXO Sena