5 Mart 2015 Perşembe

Cam Gibi Gençlerdik, Kırdılar Keskinleştik.

Bi nebze buruğum hep.

Bi yanım biraz eksik. 

Bi yanım kırılmış. 

Bi yanım keskinleşmiş.
Ruhuma dokunanı da önce kanatır sonra onun bi parçası olur kalırım. Buyum ben, böyleyim. 
Üzerim insanları bazen. 
İstemeden, fark etmeden, bilemeden... 
Kırdıkça da kırılırım. 
Ki her zaman kırdığımdan çok...
Kinim yoktur mesela. Yıllar sonra anlar insanlar bunu. 
En çok kızdığım, en çok kırdığım insan gelse karşıma... Sarılsa. Orda erir biterim. 
Böyle gördük, böyle öğrendik biz. Çevremizden, abilerimizden, annelerimizden...
Ama düşmanca bakmayın bana. Benim bugüne kadar düşmanlık yaptığım tek bi insan var mıymış bi sorun. Yok. Olamam. 
Bazı hisler kötüdür, insanlar değil. Nefret, kin, düşmanlık, entrika... İnsanın içinde yoktur bunlar. Ruhunda yoktur. Sonradan edinirler bunları. Ben edinmedim. 
Sevgi doldurdum içime, aşk doldurdum, kardeşlik doldurdum. Sonra kimine göre saf oldum, kimine göre sinsi, kötü. Dediler ki söylemiyor ama kesin içten içe... Yok diyorum be yok işte. Vallahi aklım ermiyor. Aklım yetmiyor onlara. 
Diyorum ki anlatmıycam söylemiycem kimseye, içimde yaşar giderim. Da ya na mı yo rum. İnanın, inanmayın, kızın, sevin... Buyum ben. 
Düşman edinmeyin beni kendinize. Boşa yaparsınız bunu. Değmez. Kendinizi kirletmekten, bi süre beni üzmekten başka işe yaramaz. Bağırın, çağırın, ağlayın, neden diyin, ağlatın. Ama içinizde yaşamayın bana olan hislerinizi. 
Seviyorum deyin, kızmam ben, dalga geçmem. Kırdın, üzdün kötüsün deyin itin kakın. İçinizden yapmayın ama. Gelin yüzüme deyin. Hiçbi şey gizli kalmıyor illa ki duyuyorum. İşte siz yüzüme söyleyin, sırtıma değil.
XOXO Sena

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder